24 Mart 2012 Cumartesi

Şem vû Pervane

Gün dönüp de kamere yenik düşünce
Başlar ızdıraplı geceler…
Giyisileri kanlar içinde şem,
Yeniden yeniden yanmaya başlar aşk acısıyla
Yüreğindeki ateş her gece daha fazla bitirmekte onu

Kanlar yeniden boşalmaya başlar
Görenler bataklıkta sanır mumu
Ateşten kanı bile ısınmıştır artık
Eski yarelerin üzerinden süzülüp
Yeniden yakmaya başlar onu.

Derken…Duyulur sevdanın feryatları
Yana yana; döne döne yaklaşmakta aşkın ıstırabına
Tam kavuştum derken…
Zalim ateş, kızgın aşk ateşi yakmaktadır tenini

Mum kavuşamayınca ona doğru
Ve sevdasının kavuşamadığını,
Kendine ulaşamadığını görünce erimeye başlar
Aşk ateşi yaktıkça yakar mumu
Ya kelebek? Perişan kelebek.
Yakıyor kanatlarını ateş
Her “yaklaşayım,sarılayım” derken yanar kanatları
Yanar, o özenilmiş bezetilmiş eşsiz güzelliği
Bir yandan şem erir aşkından
Bir yandan pervane…

Ateş yaktıkça mumu erir git gide
O kadar ki boğulacak olur kendi kanıyla
Ateş yaktıkça kelebeğin kanatlarını
Ölür gibi olur git gide

Onlar çabaladıkça yandılar, eridiler
Mum bekledikçe, pervane kavuşmaya çalıştıkça
Takatsız kaldı artık ikisi de
Mum son kanını akıtmakta
Kelebek kanatsız kalmaya alçalmaya başlamakta.

“Ne tatlıdır ya Rab;bu gönül sevdası

Ne eşsiz ya Rab; bu aşk acısı”  dedi şem.

”Ne kadar zormuş ya Rab;şem ile bir şeb

Ne kadar hoşmuş ya Rab:şem ile aşk meşk” diye haykırdı pervane.

Ve bitti mumdaki kan,  öldü O eşsiz sevdasından.
Söndü zalim ve bir o kadarda tatlı aşk acısı
Yığıldı sereserpe pervanenin sevdası
Hasret bitirdi mumu

Dayanamaz pervane!
“Kahrolsun o zaman şemsiz bir şeb”
Bıraktı kendini ölü ve sıcak maşuğun vücüduna
Dayanamadı fazla o da,

O ölümcül sıcaklığa…

                                    *PERVANE*





Sen bir ateş parçası, ben etrafında dönen pervane Sana yaklaştıkça tutuşuyor kanatlarım Senden uzaklaştıkça kavruluyor ciğerlerim Yavaş yavaş iredemi yitiriyorum Sanırım artık anlıyorum pervanenin neden kendini ateşe attığını.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder