29 Mart 2012 Perşembe

Kaybetmek

Pers İmparatoru Kambis Mısır Seferine çıkarken zaferinden emindi. Çünkü bütün kâhinleri ittifak halindeydi. Zühre yıldızı demişlerdi hep bir ağızdan, Zühre yıldızı imparatorun burcuna girdi, Mısır’ın fethi yakındır.
     Öyle de olur. Tam kırk gün kırk gece sürer Nil’in yanı başındaki savaş ve Mısır düşer. Ama önceden müjdelenmiş bu fetih acımasız Pers imparatoruna kâfi gelmez. Merdis Kalesinin önüne bir otağ kurdurur ve mağlup Mısır Kralını huzuruna çağırır. Amacı bellidir mağlup kralı daha da aşağılamak. Muzaffer Pers alayları otağın önünden geçer önce, ardından mağlup mısır ordusunun generalleri; başları önde, yüzlerinde horlanmanın utancı. Generalleri öteki rütbeli askerler izler ve süngüsü düşmüş Mısır ordusunun sefil artıkları. Hangi kral bu utanç verici manzara karşısında aşağılanmanın ezikliğini duymaz ki. Oysa Mısır Kralı gözünü bile kırpmamıştır, öylesine gururludur, öylesine soğukkanlı. Perişan bir halde önünden geçen ordu sanki kendi ordusu değilmiş gibi. 
      Sonra Kralın sevgili kızı Mısır Prensesi geçer otağın önünden, beş paralık bir cariye kılığında. Pers ordusunun çirkin bir aşçı yamağı saçlarından tutup sürükler prensesi. Bunu gören Mısır ahalisinin acı çığlığı yeri göğü inletir. Hangi yürek o güzeller güzeli prensesi böyle bir düşkünlük içinde görmeye katlanabilir ki? Fakat Mısır Kralının kılı dahi kıpırdamamıştır, bir aşçı yamağının cariyesi olan kız sanki kendi kızı değilmiş gibi. 
    Az sonra Kralın biricik oğlu veliaht prens geçer otağın önünden. Kolları bağlı, ayakları prangalı ve iki yanında dev gibi birer Pers askeri; Darağacına doğru sürüklerler veliaht prensi ve hemen oracıkta idam ederler. Fakat Kral kılını bile kıpırdatmaz yine, az önce idam edilen oğul sanki kendi oğlu değilmiş gibi. 
     Sonunda hizmetçisi geçer otağın önünden. Mısır Kralı yerden yere atar kendisini hizmetçisini zincire vurulmuş görünce. Acımasızca yumruklar göğsünü, dövündükçe dövünür, iki gözü iki çeşme. Pers imparatoru hem memnundur bu manzaradan hem de hayretler içindedir. Ordusunu, kızını, oğlunu, ülkesini, her şeyini kaybetmiş bir kral soğukkanlılığını korur da; maiyetindeki en değersiz kişinin, hizmetçisinin perişanlığını gördüğünde böylesine yıkılır. Neden?
       Bunun tek bir sebebi vardır:
İnsan en değersiz şeyini kaybettiğinde her şeyi kaybettiğini anlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder