25 Mart 2012 Pazar

KURABİYE HIRSIZI


       Bir gece, kadının biri hava alanında bekliyordu. Uçağının kalkmasına daha epeyce zaman vardı. Hava alanındaki dükkandan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp kendisine oturacak bir yer buldu. Kendisini kitabına kaptırmış olmasına rağmen, yanında oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde ararlarında duran paketten birer kurabiye aldığını fark etti; ne kadar görmezden gelse de.
         Bir taraftan kitabını okuyup kurabiyesini yerken bir taraftan da gözü saatteydi. Kurabiye hırsızı kurabiyeleri yavaş yavaş tüketirken kadının kulağı da saatin tik taklarındaydı; ama tik taklar sinirlenmesini yine de engelleyemiyordu. Kendi kendine düşünüyordu: "Kibar bir insan olmasaydım, şu adamın gözünü morartırdım."
Kurabiyeye her uzandığında, adam da elini uzatıyordu. Sonunda pakette tek bir kurabiye kalınca, "Bakalım şimdi ne yapacak?" dedi kendi kendine.
    Adam yüzünde asabi bir gülümsemeyle son kurabiyeye uzandı ve kurabiyeyi ikiye böldü. Kadın kurabiyeyi adamın elinden kapar gibi aldı ve "Aman Yâ Rabbi, ne cüretkar ve ne kaba  bir adam; üstelik bir teşekkür bile etmiyor!" diye düşündü.
  Hayatında bu kadar sinirlendiğini anımsamıyordu. Uçağın kalkacağı anons edilince, derin bir nefes aldı ve rahatladı. Eşyalarını topladı ve çıkış kapısına yürüdü. Kurabiye hırsızına dönüp bakmadı bile. Uçağa bindi ve rahat koltuğuna oturdu. Daha sonra kitabını almak üzere çantasına uzandı. Birden gözleri şaşkınlıkla açıldı. Gözlerinin önünde bir paket kurabiye duruyordu! Çaresizlik içinde inledi; "Bunlar benim kurabiyelerimse eğer; ötekiler de onundu ve benimle her bir kurabiyesini paylaştı!" Üzüntüyle, özür dilemek için çok geç kaldığını anladı.
   Kaba ve cüretkar olan kurabiye hırsızı kendisiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder